Saldırgan, hedef olarak belirlediği bir web sitesine DRDoS saldırısı gerçekleştirmek istiyor. Saldırgan, bir botnet (dağıtık bot ağı) kullanarak bir dizi bilgisayara ve başka kaynaklara sahiptir. Bu kaynaklar, saldırganın kontrolü altındadır ve saldırıyı koordine etmek için kullanılır.
Saldırgan, DNS sunucularını reflektör olarak kullanmaya karar verir. Bu sunucular, DNS isteklerine yanıt vermek için kullanılan ve genellikle UDP protokolünü kullanan sistemlerdir. Saldırgan, sahte bir kaynak IP adresi kullanarak bir DNS isteği gönderir ve bu isteği hedefin IP adresine yönlendirir.
DRDoS saldırısının önemli bir özelliği, saldırganın sahte IP adreslerini kullanarak hedef sistemden gelen yanıtları reflektör cihazlara geri yönlendirmesidir. Bu durumda, sahte IP adresi olarak hedefin IP adresini kullanır. Reflektör cihazlar, DNS isteğine yanıt olarak büyük bir veri paketi oluşturur ve bu paketi hedefin IP adresine gönderir. Bu, saldırganın hedef sistemi hedeflemiş gibi görünmesini sağlar.
Saldırgan, botnet üzerinde kontrol ettiği çok sayıda reflektör cihaz kullanarak aynı anda birçok DNS isteği gönderir. Bu istekler, hedefin IP adresine yönlendirilir ve reflektör cihazlar tarafından büyük miktarda trafik olarak hedefe geri gönderilir.
Hedef sistem, bu artan trafiğe cevap vermeye çalışırken aşırı yüklenir. Ağ bant genişliği tükenir ve kaynaklar aşırı taleplerle dolup taşar. Sonuç olarak, meşru kullanıcılar için web sitesine erişim sağlanamaz hale gelir ve hizmet kesintisi yaşanır.
DRDoS saldırısı, hedef sistem üzerindeki kaynakları tüketerek hizmet dışı bırakırken, saldırganın sahte IP adresleri ve reflektörler aracılığıyla saldırı trafiğini gizlemesini sağlar. Bu nedenle, saldırganlar tarafından gerçekleştirilen DRDoS saldırılarına karşı savunma mekanizmalarının doğru bir şekilde konfigüre edilmesi ve güvenlik önlemlerinin alınması önemlidir.
0 Yorumlar
Fikrini belirt!